Emzirirken Başka Nelere Dikkat Etmen Gerekir?

Emzirirken Başka Nelere Dikkat Etmen Gerekir?

  • Emzirme döneminde annelerin çok karşılaştığı sorunlardan biri sırt ağrıları olur. Sırt ağrılarını engellemek için muhakkak kendini yastıklarla destekle.
  • Koltuğun ya da sandalyenin kolçaklı olmasına dikkat et. Konforun için emzirme koltuklarınıtercih edebilirsin.
  • Emzirme ortamı rahat, sakin ve huzurlu bir ortam olsun. Dışarıdaki sesleri pek geçirmeyen, hafif loş bir odada sakince emzirmeye çalış.
  • Hangi bebek emzirme yöntemini kullanırsan kullan, bebeğin başını vücudundan biraz yukarıda tut. Başını da çok yatay tutma. Kulak kısmı yukarıda olsun.

Emzirme Sanatı

Emzirme Sanatı

Emzirmek başlarda çok zor gelebilir. Telaşlanmayın. Önce bebeğinizin ve sizin en rahat edeceğiniz pozisyonu keşfedin. Anne sütü, ilk günlerde sarı renkli ve koyu kıvamdaki “kolostrum” olarak gelir. Kolostrum daha çok protein ve bebeği hastalıklardan koruyacak maddeler içerir. İlk birkaç gün sonrasında gelen süt, daha sulu olsa da besin değeri tamdır. Emzirme sırasında, önce memede birikmiş olan ve daha tatlı olan ön-süt, bir süre sonra daha yağlı ve besleyici olan son süt gelir.

Bebeğinizin ihtiyacı kadar beslenebilmesi için bir memeyi uzun süre emmesini sağlayın. Eğer memeyi çok çabuk değiştirirseniz sadece ön-sütü emmiş olabilir, bu durum gaza neden olabilir. Bebeğinizi istedikçe emzirin, ne kadar çok emerse sütünüz o kadar çok olacaktır. Bebeklerin ilk 6 ay boyunca sadece anne sütüyle beslenmesi yeterli olur. Bu aynı zamanda onun gelişimi için çok önemlidir. Bir bebek için en iyi besin anne sütüdür.

Biberon meme reddi yapar !

Biberon meme reddi yapar !

Bebekler için en iyi besin anne sütüdür. Emzirme için annenin de iyi beslenmesi gerekir. Arada biberon verilirse, emzirmeye dönmek zor olur.

Anne süt veremiyorsa, mamaya geçebilirsiniz ama özellikle ilk ay emzik ve biberon kullanmayın. Hem anne sütü hem mama verilirken, bebekte “biberon şaşkınlığı” olabilir, onu önce kaşıkla beslemeye çalışın. Biberon gerekirse, yavaş akan bir biberon seçin, bu emzirmeye yakın bir duygu sağlar. Biberondaki mama 36-37 derece olmalı, kolunuza damlattığınızda yakmıyorsa yeterlidir. Biberonu vermeden once yanağına hafifçe dokunur ya da birkaç damla süt damlatırsanız, ağzını açabilir. Emerken bebekle konuşun ve gülümseyin. Biberon halkasını gevşetip hava girmesini sağlarsanız, daha rahat emebilir. Emzik bölümü hep süt dolu olursa gaz sancıları daha az olur. Ayrıca gazı önleyen, özel biberonlar da vardır. Arada gazını çıkarıp emzirmeye devam edin. Emmek istemiyorsa zorlamayın. Besledikten sonra bebeğiniz kucağınızda uzansın. Anne sütü emdikten sonra da bunları yapabilirsiniz. 

Doğru Emzirme Yöntemini Bulman İçin 4 Emzirme Pozisyonu Önerisi!

Doğru Emzirme Yöntemini Bulman İçin 4 Emzirme Pozisyonu Önerisi!

Doğru emzirme yöntemi ile bebeğine yeterli sütü sağlayabileceğini, hatta sütünün arttırabileceğini biliyor muydun? Emzirirken en doğru pozisyon senin ve bebeğinin en rahat olduğu pozisyon olsa da emzirme pozisyonları ve dikkat etmen gereken noktalara değindiğimiz bu yazıya göz gezdir. Bakalım işine yarar bir şeyler bulabilecek misin?

Emzirme tekniğinin doğru olması, anne sütünün fazlalaşmasına yardımcı olur çünkü:

  • Bebeğin memeyi doğru aldığında, sütünü daha kolay çeker, çabuk yorulmaz. Daha kuvvetli bir vakum yapar. Bu da hormonlarına “benim daha fazla süte ihtiyacım var” uyarısı yapar ve böylelikle sütün artar.
  • İyi vakum ve daha uzun süreli emzirme anne sütünün tam olarak boşalmasını sağlar. Bu da uyarıcı bir faktör olup sütü artırır. Memenin tam olarak boşalması memenin şişkin olmasını önler. Ağrın da olmaz. Yani emzirmek de emmek de kolaylaşır.
  • Bebeğin meme ucunu doğru aldığında meme ucu çatlakları azalır. Özellikle emzirme konforun bu sayede çok artar.
  • Bebeğin daha huzurlu bir şekilde emer. Emzirme zamanları senin için de bebeğin için de keyifli zamanlar haline gelir. Huzurlu olman süt üretimine olumlu etki yapar.

Doğru Emzirme Pozisyonları Neler?

En çok kullanılan dört farklı emzirme yöntemini aşağıda belirttik. Zaman zaman bu yöntemlerden birini zaman zaman da diğerini kullanabilirsin.

1. Kucaklama Pozisyonu:

Bu pozisyona Beşik Pozisyonu da denir. Bebek kucağında ve yatar pozisyonda emer.

  • Öncelikle rahat bir koltuğa otur. Sırtını yastıkla destekle. Ayağının altına alçak bir tabure koy. Kucağına da bir yastık al.
  • Bebeğinin başını dirseğinin içine gelecek şekilde yerleştir.
  • Bebeğin yatay olarak kucağında yatsın ve başı biraz yukarıda olsun.
  • Bebeğinin burnunun meme hizasında olmasına dikkat et.
  • Diğer kolunu emzirme başlangıcında memeyi vermek için kullan. Bebeğinin memeyi alabilmesi için biraz öne doğru eğilmen gerekebilir.

Bebeğin zamanında doğdu ise emzirme pozisyonları içerisinde tercih edeceğin ilk pozisyon bu! Çünkü bu pozisyonda bebek ağzını memeye yaklaştırmak için boyun kaslarını kullanır. Kasları zayıf olan bebeklerin 1- 1.5 aylık olduktan sonra bu pozisyonda emzirilmesi daha doğru olur.

Sezaryen doğum yaptıysan dikişlerin sebebi ile göbek ve mide kısmına baskı, ağrı hissetmene neden olabilir. O halde, bu pozisyonu ağrıların azaldığında kullanabilirsin.

2. Ters Kucaklama Pozisyonu:

Bu pozisyona Çapraz Beşik Pozisyonu da denir. Bu pozisyon aslında Kucaklama Pozisyonu ile çok benzer. 

Bebeğin yatışı, senin oturma pozisyonun her şey aynıdır. Tek farkı;

  • Yatay olarak kucağında yatan bebeğini bu sefer diğer kolunla tutacaksın, yani başını elinle tutacaksın.

Bebeğinin başını daha çok destekleyeceğin için bebeğin küçükse, kuvveti azsa ve emme güçlüğü çekiyorsa bu pozisyonu tercih etmeni öneririz.

3. Koltukaltı Pozisyonu:

Bu pozisyona Çanta Pozisyonu da denir.

  • Emzirme hazırlığını diğer pozisyonlarda anlattığımız üzere yap. Yani rahatça otur ve belini, kolunu, kucağını yastıklarla destekle.
  • Bebeğini ayakları arkana, baş kısmı önüne gelecek şekilde koltuğunun altından geçirerek yatır.
  • Koltuğunun altından geçirdiğin elinle değil; diğer elinle bebeğinin başını destekle.

Bu pozisyon özellikle sezaryen doğum yaptıysan senin için uygun olur, çünkü dikiş yerlerine baskı uygulanmaz. Bebeğin küçükse, emme güçlüğü çekiyorsa da bu pozisyonu tercih edebilirsin. Ama özellikle ikiz annesiysen senin için bebeği doğru emzirme yöntemi budur.

4. Yatarak Emzirme Pozisyonu:

Bu pozisyona Yatar Pozisyon da denir. Bu pozisyonda bebeğin de sen de yatar pozisyonda olursun.

  • Yatakta bir tarafa dünük olarak yat, bebeğini de yüzü sana dönük olarak karşına yatır.
  • Başının altında yastık olsun ve mümkünse sırtını da yastıkla destekle. (Emzirme yastığı da kullanabilirsin.)
  • Yattığın taraftaki kolunu, sırtını da destekleyecek şekilde bebeğinin başının altından geçir.

Bu pozisyon özellikle sezaryen doğum yaptıysan hemen sonrasında yani hareket kısıtının devam ettiği dönemde işine yarar. Eğer herhangi bir hastalık nedeniyle hareket kısıtın varsa da emzirme teknikleri içerisinde en doğru tercih bu olur. Bazı anneler gece emzirmesi sırasında da bu pozisyonu tercih edebilirler.

Emzirme dönemi dikkat edilmesi gereken gıdalar

Emzirme dönemi dikkat edilmesi gereken gıdalar

Bebeğini emziren annelerinse beslenmelerinde dikkat etmesi  gereken bazı noktalar var. Bebekler, anne sütüne karşı alerji geliştirmez. Ancak bazen annenin beslenmesiyle süte geçen maddeler, onları rahatsız edebilir. Bebekte aşırı ağlama, kusma, ishal, karında şişkinlik ve yanaklarda döküntüler gelişebilir. Eğer bir besin grubundan şüphelenirseniz,  bir hafta süreyle bu besinlerden kaçınmalısınız. Daha sonra az  miktarlarda alıp bebeğinizi  gözlemlemelisiniz.      

Baharatlı yiyecekler: Aşırı  baharat kullanımı, bebeğinizi rahatsız edebilir, bu nedenle   kontrollü tüketmenizde fayda var. Eğer karın ağrısı, ishal veya kusma varsa bebeğinizin sindirim sisteminde hassasiyet yarattığı için  tercih etmemenizi öneririm.

Narenciyeler: Ananas, portakal, limon ve mandalinada bulunan asitle yüksek C vitamini, sindirim sisteminde rahatsızlığa, gazla şişkinliğe veya vücudunda   döküntüye sebep olabilir.

Bazı sebzeler: Sebzeler, annenin günlük beslenmesinde mutlaka yer almalı ancak gaz yapıcı etkileri bulunan brokoli, karnabahar, lahana ve salatalık dikkatli tüketilmeli. Bezelye de bu gruba dahil edilebilir. 

Süt ürünleri: Eğer anne bolca süt ve süt ürünleri tüketiyorsa bebekte inek sütüne karşı alerji gelişebilir. Bu durumda karında şişlik, ya- naklarda döküntü ve ağrı oluşabilir. 

Kafein: Bebeğinizin rahat uyumasını istiyorsanız kafein alımınızı kontrol altına almalısınız. Günde bir fincan kahve yeterli. Yüksek miktardaki kafein, bebekte huzursuzluğa ve hırçınlığa sebep olabilir.

Alkol: Bu dönemde alkol almamanız en doğrusu. Ancak bir kadeh tüketebilir, bunu da emzirme sonrasına bırakabilirsiniz. Emzirmeden 3-4 saat önce alkol alımını kesmeniz de önemli.

Yer fıstığı: Bazı araştırmalarda, yer fıstığı tüketen annelerin bebeklerinde alerji geliştiği görüldü.

Doymuş ve trans yağlar: Doymuş ve trans yağ asitleri içeren yiyecekleri tüketmek, bebeğinizin beyin gelişimi için oldukça önemli omega-3 üretimini azaltabilir.

Pestisitler: Yediğimiz birçok besinin üzerinde bulunan tarım kalıntılarına denir. Bu nedenle  aldığınız besinleri  çok iyi yıkamanız veya tereddüt yaşıyorsanız yemeden önce kabuklarını soymanız gerekir.

Hamilelik kiloları ve DİYET

Hamilelik kiloları ve DİYET

DİYET YAPMAYIN

Hamilelik kilolarınızı hemen vermek istiyor olabilirsiniz ancak endişelenmenize gerek yok çünkü emzirme sırasında doğal olarak kilo vereceksiniz. İlk dört ayda her ay yaklaşık 500 gr.-1 kg. arası kilo vermek normal. Ayda iki kilodan daha fazla kilo kaybetmek, emziren anne için sakıncalı. Hamileliği 9-12 kg. alarak tamamlayan bir anne, ilk altı ayın sonunda dengeli beslenme ve etkin süt verme sonunda eski kilosuna kavuşabilir.

DENGELi BESLENiN

Emzirme döneminde normal kalori ihtiyacınıza ek olarak günde

300-500 kalori daha fazla beslenmek yeterli. Bu ihtiyacı; 1 su bardağı süt,

1 yumurta veya

1 köfte kadar et,

1 ince dilim ekmek ve 1 adet   meyveyle karşılayabilirsiniz.

Emzirirken, gıdalarınızı ihmal etmeyin

Emzirirken, gıdalarınızı ihmal etmeyin

Kompleks karbonhidratlar: Enerji için tam tahıllar, meyve ve sebzeler tercih edilmeli. 

Sağlıklı yağlar: Tekli ve çoklu doymamış yağ asitleri içeren somon, zeytinyağı, avokado, yağlı tohumlar emzirme dönemi için ideal yağlar.

Proteinler: Yağsız kırmızı et, balık, tavuk, hindi, yumurta bebeği-nizin büyümesi için önem taşır.

Kalsiyum: Süt, peynir ve yoğurt kalsiyumun en iyi kaynaklarından.  2-3 porsiyon tüketmek yeterli.

Sebze ve meyveler: Havuç, patates, kavun, domates ve diğer sebzeyle meyveler önemli vitaminler, mineraller içerir.

Su: Her emzirme seansında bir bardak su için. Günde 2.5-3 litreye yakın sıvı almaya dikkat edin. Ayrıca bitki çayları, meyve suyu, ayran, komposto gibi sıvılar tüketin. Kompostoya şeker ilave etmeyin, meyvenin kendi şekeri yeterli.

Vitaminler: Hamilelikte   aldığınız multivitamin tabletine emzirmenin ilk aylarında da devam edin ancak aldığınız vitamine güvenerek günlük taze sebze ve meyve tüketiminizi azaltmayın. 

Hamilelikte Çatlaklar Neden Olur?

Hamilelikte Çatlaklar Neden Olur?

Hamilelik, her kadının en özel dönemlerinden bir tanesidir. Sevdiği kişiden ve kendisinden bir parça olan bebeğini kucağına alma heyecanı içerisinde olan pek çok anne adayı, değişen psikolojisi nedeni ile fiziki görünümüne ve meydana gelen değişiklikleri çok daha önemser hale gelir. Hamile kadınların ve anne adaylarının hamilelik döneminde en fazla önemsediği konular arasında da çatlak konusu yer almaktadır. Hamilelikte çatlak neden olur, her hamilelikte çatlak meydana gelir mi, hamilelik çatlaklarını önlemek mümkün müdür gibi sorular hamile kadınların en çok cevap aradığı konular arasındadır. Şimdi gelin hep birlikte bu sorulara cevap verelim.

Hamilelikte Çatlak Oluşumu

Hamilelikte çatlak en çok göbek bölgesinde görülür. Ancak göğüs ve bacaklarda da çatlaklar meydana gelebilmektedir. Hamilelikte çatlak oluşumunun en önemli nedeni hamilelikte değişen hormonların cildin yapısını da değiştirmesidir. Bebeğin gelişimi ile büyüyen göbek bölgesinde ki cilt gerilerek çatlakları meydana getirir. Özellikle hamileliğin son 3 ayında daha çok gerilen karın bölgesinde önce kırmızı çizgiler meydana gelir. Bu çizgiler zamanlar beyazlaşır ve çok daha çatlak görünümüne gelir.

Her hamilelikte kesinlikle çatlak oluşur diyebilmek mümkün değildir. Hamilelik sürecinde çatlakların meydana gelip gelmemesi kişinin fizyolojik yapısı ve genetik durumu ile ilgilidir. Bu nedenle kadınlarda hamilelik döneminde çatlak kesinlikle meydana gelir ya da gelmez denilemez.

Hamilelikte Çatlakları Önlemek İçin Neler Yapılabilir?

Hamilelikte meydana gelebilecek çatlakları önleyebilmek için çeşitli noktalara dikkat edebilirsiniz. Ancak bu noktalara dikkat etmeniz durumunda vücudunuzda çatlakların meydana gelmeyeceğinin garantisi yoktur. Bunlar sadece tedbir olarak uygulanabilir.

· Sağlıklı bir şekilde beslenin. Vücudunuzun ihtiyaç duyduğu mineral, vitamin ve proteini gerektiği miktarda almalısınız.

· Egzersiz yapın. Çatlaklar genellikle ırsi yapıdadır. Ancak egzersiz yaparak gerilen vücudunuzun rahatlatabilir ve çatlak oluşumunun önüne geçebilirsiniz. Bu sayede fazla kilo alımının da önüne geçebilirsiniz.

· Bol su için. Çatlaklar, cildin gerilip kurumasından meydana gelmektedir. Bol su içerek vücudunuzun kurumasını önleyebilirsiniz.

· Cildinizi bol bol nemlendirin. Hangi yağı ya da kremi kullandığınızın bir önemi yoktur. Gün içerisinde vücudunuzu bol bol nemlendirerek çatlakları önleyebilirsiniz.

Her Hamilelikte Göğüs Uçları Yara Olur Mu?

Her Hamilelikte Göğüs Uçları Yara Olur Mu?

Kadınlar için en değerli ve önemli dönem olan hamilelik ve sonrasında ki emzirme süreci bazı kadınlar için dayanılmaz bir hale gelebilir. Özellikle emzirme sürecinde göğüslerde meydana gelen yaralar annenin hem psikolojik hem de fiziksel olarak çöküş içerisine girmesine neden olur. Çünkü emzirmek, anne ile bebeğin arasında önemli bir bağdır.

Göğsünde meydana gelen yara nedeni ile bebeğini emziremeyen anneler kendilerini suçlu hissedebilir ve bebeklerine yetemediklerini düşünebilir. Bu durumda pek çok anne adayı hamilelik sürecinde ”her göğüs yara olur mu ” konusunda araştırma yaparak öncesinde önlem almak ister. Öncelikle her hamilelikte ya da emzirme sürecinde göğüslerin yara olma ihtimali olmadığından bahsedebiliriz.

Göğüs Yaralarını Önlemek Mümkün Müdür?

Evet. Göğüs yaralarını, emzirme döneminde geçmeden önce önleyebilmeniz mümkündür. Tabi ki bunun garantisi olmamak ile birlikte alacağınız önlemler ile en hafif şekilde bu dönemi atlatabilirsiniz.

Göğsün fizyolojik yapısı, bebeğin emme refleksini bilmiyor oluşu ve özellikle ilk hamileliklerde annenin deneyimsiz olması göğüslerde yaralara neden olabilmektedir. Ancak korkmanıza gerek yok. Hamileliğin son dönemlerinde ve emzirme sırasında alacağınız önlemler ile göğüs yaralarının önüne geçebilir ya da oluşan yaraları iyileştirebilirsiniz. Peki, ama nasıl?

Doğru Emzirme Metodları ve SilverNurse ile

Doğru emzirme metodları, göğüs yaralarının önlenmesinde ve meydana gelen göğüs yaralarının iyileştirilmesinde büyük bir öneme sahiptir. SilverNurse gümüş kapakları düzenli ve doğru kullanımda kalkan etkisiyle göğüslerin tahriş olmasını engelleyerek meydana gelebilecek göğüs yaralarının oranını düşürür.

SilverNurse gümüş kapaklarını göğüs pedleri ve pompası ile birlikte kullanabilirsiniz. Bu sayede gümüş kapakların etkisi arttırabilmeniz de mümkündür. Kapakların sağladığı faydalardan yararlanmak ve meydana gelebilecek sorunları en aza indirmek için siz de SilverNurse’u tercih edebilirsiniz.

Bebeklerde Sarılık Nedir?

Bebeklerde Sarılık Nedir?

Bebeklerde Sarılık Nedir? Nasıl Geçer?

Bebeklerde sarılık, en fazla karşılaşılan problemler arasında yer almaktadır. Özellikle yenidoğan döneminde karşımıza çıkan sarılık, kana rengini veren ve oksijen barındıran hemoglobinin yıkıldığı zaman meydana gelen hastalıktır.

Hemoglobinin yıkılması sonucunda bilirubin oluşur ve madde sarı renkte bir madde olduğu için halk arasında sarılık olarak bilinmektedir. Karaciğerin bilirubini vücuttan uzaklaştıramaması durumunda bebeklerin göz akı sarı renkte görünmeye başlar. Sarılık, yenidoğan bebeklerin %80’inde meydana gelmektedir. Bebeklerde sarılık oluşmasının çeşitli nedenleri olabilmektedir. Bu nedenlerden en önemlisi ise fizyolojik nedenlerdir. Bebeğin gelişmekte olan karaciğeri bilirubin maddesini etkin bir şekilde vücuttan uzaklaştıramaz. Ancak zaman geçtikçe ve karaciğer geliştikçe bu madde vücuttan daha kolay uzaklaştırılabilir.

Bebeklerde Sarılık Belirtileri Nelerdir?

Yenidoğan bebeklerde sarılığın oldukça yoğun bir şekilde görüldüğünden bahsettik. Bu doğrultuda yenidoğan bebeklerde aşırı uyku hali, idrar ve dışkı renginde değişme, emme de güçlük çekme gibi belirtilerin gözükmesi sarılıktan şüphelenilmesine neden olmaktadır. Sarılık, ilk olarak kafada meydana gelir ve zaman içerisinde tüm vücuda yayılır. Sarılığın ilerlemesi ile birlikte ayak ve el gibi organlar sarı renge dönebilir. Bebeklerde sarılığın süresi değişkenlik gösterse de 2-3 aya kadar sürebileceğini ifade edebiliriz. Sarılığın en kısa süre içerisinde tedavi edilmemesi sonucunda ise bebeklerin beyninde kalıcı hasarların meydana geleceğini ifade edebiliriz. Peki, bebeklerde sarılık nasıl tedavi edilir?

Bebeklerde Sarılık Nasıl Tedavi Edilir?

Bebeğinizde sarılık riskini en aza indirebilmek için bol bol beslemelisiniz. Tabi anne sütü ile. Anne sütü ile beslenen bebeklerde sarılık meydana gelme olasılığı daha azdır. Bebeğinizde sarılık olduğundan şüphelendiğiniz anda bir sağlık kuruluşuna başvurmanız gerekmektedir. Doktorun yapacağı muayene doğrultusunda bebeğin kanında bilirubin seviyesine bakılır ve gerekli takipler başlatılır. Sarılığın tedavisi sarılık çeşitlerine göre belirlenir. Normal sarılık, emzirme sarılığı ve anne sütü sarılığı gibi çeşitleri bulunan sarılığın önce nedeni daha sonr tedavisi uygulanır. Normal sarılık karaciğer nedenlidir ve doğumdan 2-4 gün içerisinde meydana gelerek 1-2 hafta içerisinde geçer. Emzirme sarılığı, yetersiz beslenmeden kaynaklanır ve bebeğin bol bol beslenmesi gerekir. Anne sütü sarılığı ise bebek dünyaya geldikten birkaç gün sonra başlayarak kendiliğinden geçer.